Açıklama:
Yanıt Açıklaması: Esasa İlişkin Nihai Kararlar (Hüküm) Genel Olarak Yargılama sonunda, uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karara, “hüküm” adı verilmektedir (HMK m. 294/1). Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur (HMK m. 294/2). Hükmün tefhimi, her hâlde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur (HMK m. 294/3). Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hâllerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir (HMK m. 294/4). Hüküm, hükmü veren hâkim, toplu mahkemelerde başkan veya hükme katılmış olan hâkimlerden başkanın seçeceği bir üye tarafından yazılır (HMK m. 298/1). “Gerekçeli karar”, uygulamada “kısa karar” veya “hüküm fıkrası” da denilen tefhim edilen “hüküm sonucu”na aykırı olamaz (HMK m. 298/2). Eğer gerekçeli karar ile hüküm sonucu arasında farklılık varsa bu durum kanun yolu incelemesinde dikkate alınır. Hüküm tefhim edilirken duruşmada bulunanlar hükmün tefhimini ayakta dinler (HMK m. 294/5). Hüküm, hükmü veren hâkim veya hâkimler ile zabıt kâtibi tarafından imzalanır (HMK m. 298/4). Hüküm sonucu tefhim edildikten sonra gerekçeli karar imzalanmadan, hâkim ölür veya herhangi bir sebeple imzalayamayacak hâle düşerse, yeni hâkim, tefhim edilen hükme uygun olarak gerekçeli kararı bizzat yazarak imzalar. Toplu mahkemelerde böyle bir durumun gerçekleşmesi hâlinde, hüküm diğer hâkimler tarafından imzalanır ve başkan veya en kıdemli hâkim tarafından, hükmün altına diğer hâkimin imza edememesinin sebebi yazılarak imza olunur (HMK m. 299). Toplu mahkemelerde hükmün oyçokluğu ile verilmesi mümkündür (HMK m. 296/2). Eğer hüküm oy çokluğu ile verilmişse hükümde gerekçesi ile birlikte karşı oya da yer verilir (HMK m. 298/3). Hükme katılan hâkimlerle zabıt kâtibinin imzalarını ve mahkeme mührünü taşıyan hüküm arşivde korunur (HMK m. 300). Hükmün müzakeresi, daha açık ifadeyle hükmün hâkimler arasında görüşülüp fikirler paylaşıldıktan sonra görüşlerin bildirilmesi gizli olarak gerçekleşir. Müzakere, sözlük anlamıyla “bir konuyla ilgili fikir alışverişinde bulunma, oylaşma” demektir (http://www.tdk.gov.tr - Güncel Türkçe Sözlük). Hüküm, gizli müzakere edilerek hazırlanır ve alenen tefhim olunur. Hükmü, yargılamanın sona erdiğinin bildirildiği duruşmada hazır bulunan hâkim veya hâkimler verir. Bu şekilde hüküm verebilecek hâkimlerin tamamı hazır bulunmadıkça hüküm hakkında görüşme yapılamaz. Hükmün müzakeresi sırasında, yargılamanın sona erdiğinin bildirildiği duruşmada hazır bulunan hâkim bulunmuyorsa gerekli görüldüğü takdirde tarafların sözlü açıklamaları tekrar dinlendikten sonra müzakere edilir ve hüküm verilir (HMK m. 295). Toplu mahkemeler bakımından hükmün müzakeresine ilişkin düzenlemeler önem taşımaktadır. Bu anlamda özellikle ilk derece mahkemelerinden toplu mahkeme olarak görev yapılan durumlarda asliye ticaret mahkemeleri (5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun, m. 5/3) ve bölge adliye mahkemelerinde bu düzenlemeye uygun olarak hükmün müzakeresi gerçekleşir. Toplu mahkemelerde hüküm hakkındaki müzakereyi mahkeme başkanı idare eder. Müzakere yapıldıktan sonra, başkan, müzakereye katılan en kıdemsiz üyeden başlayarak her üyenin ayrı ayrı oyunu alır ve en son kendi oyunu açıklar (HMK m. 296/1). Toplu mahkemelerde hüküm, oy çokluğu ile de verilebilir (HMK m. 296/2). Basit yargılama usulünde de tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkeme tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını (hükmünü) tefhim eder. Taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilmez (HMK m. 321/1). Kararın tefhimi, mahkemece hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşir. Ancak zorunlu hâllerde, hâkim bu durumun sebebini de tutanağa geçirmek suretiyle sadece hüküm özetini tutanağa yazdırarak kararı tefhim edebilir. Bu durumda gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir (HMK m. 321/2).